"İnsanın değeri aradığı şeyin değeri kadardır."
MEVLANA

27 Kasım 2011 Pazar

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler

 "Denizde damla ve güneşte zerre kadar cevher saçan kalemimizle birazcık anlatalım." -Evliya Çelebi-


Tesadüf eseri Haberturk'de Bilinmeyen programının konuğu Seyit Ali KAHRAMAN'ı izledim.  UNESCO 2011 Evliya Çelebi Yılı olması hasebiyle de on ciltlik Evliya Çelebi Seyahatname'sini günümüz Türkçesiyle yeniden hazırlamışlar. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden seçme hikayeleri de bu kitapta sunmuşlar. Bir nevi on ciltlik Seyahatname'ye başlıyacaklar için çerez niyetine.


Otuzyaşına gelmiş biri olarak şunu gördüm ki; Batı edebiyatını daha çok okumuşum. Kendi evimin odalarını gezmeden, mahalledeki evlerin odalarında dolaşmışım. Maalesef çoğu kişi içinde bu böyle.


Seyit Ali KAHRAMAN'ın anlattığı Evliya Çelebi çok ilgimi çekti. 
Artık vakit geldi dedim kendi kendime. Kitabı internetten bulup aldım, başladım okumaya. Okudukça Evliya'yı daha yakından tanıdım ve sevdim. 


Evliya çok iyi bir eğitim almış. İki kez ölümden döndüğünü kendi ağzından okumak beni çok şaşırttı. Dimağımda yüzeysel kalmış Seyahatname.
 IV. Murat'ın  nedimliği yapmış sarayda. Başından geçen bir olayı anlatıyor,  diyor ki :
Bir gün harem hamamından dışarı Hasoda'ya terleyip çıktığında herkese selam verip :
"Şimdi bir hamam faslı eyledim" dedikte herkes,
"Sıhhat ve afiyet" dediler. Hakir, "Hünkarım pal olup nur olmuşsunuz. bu gün artık yağlanıp güreş etmeyin, zira içeri haremde salavatsız güreşip damarınız kırılıp kuvvetiniz kalmamıştır. Hattat gibi, Melek gibi hasmın vardır" dedim.
"Ya kuvvetim kalmamış mıdır, gör imdi" deyip bu Hakiri hemen kemerimden bir kartal gibi kapıp, doğancılar pefteresi ve bebe fırlağı gibi bu zayıfı başı üzerinde fır fır çevirip döndürürken Hakir " Bre Hünkar'ım bu duacın sakın yenme ve koyuverip düşürme" dediğimden hemen, "Kendini pek tut" dedi
"Be-medet hünkar, hemen Allah tuta yoksa iş işten geçti" diye feryat ede gördüm. Yine Hakiri gürz gibi çevirip, "Bre Hünkar'ım dönmeden gönlüm bulandı, kusacağım geldi, edepte sinime sıçarsın, bre padişahım başın için o da geldi" deyince gülmekten güçsüz kaldı ve bu şakadan hoşlanıp Hakir'e kırk sekiz altın verdi.


Sonuç olarak Evliya'nın Seyahatnamesi'nde çok canlı bir anlatımı bulunuyor, sanki yanı başınızda başından geçenleri size tatlı tatlı anlatıyor. İnşallah bu heyecanla günümüz türkçesiyle hazırlanan on ciltlik Seyahatnamesini baştan sona okumak nasip  olur.

Dipnot: Seyit Ali KAHRAMAN'ın anlatımıyla Evliya Çelebi  röportajını buradan okuyabilirsiniz.
  





Hiç yorum yok: