"İnsanın değeri aradığı şeyin değeri kadardır."
MEVLANA

28 Ağustos 2012 Salı

Çin Yolculuğum

İlk yurt dışı deneyimim. Kendi imkanlarımla gitmek zor tabi, şirketimin gönderdiği bir yurt dışı eğitimi için gittim Çin'e. Uzun yıllardan beri başka kültürleri hep merak etmiştim. Ne yalan söyleyeyim daha çok Avrupa ve Kuzey Amerika merak ettiğim kültürler. Geri kalmışlığımız belki bilinçaltımda yatan, bilmiyorum.

İstanbul'dan Hong Kong'a uçtuk önce. Yaklaşık 10,5 saat direk uçuş. Orta koltuk olunca rahat edemedim varana kadar. Lavaboya gitmek isteseniz ya sağınızdaki ya da solunuzdakini rahatsız edip kaldırmanız lazım. Bana pek uyan bişi değil doğrusu. Ama dönüşte kenar koltukta geldim.

Uluslararası uçak yolculuğu da bir kültür. Seyahat edince anlıyorum. THY'nin bana verdiği şık bir metal kutudaki çorabın hediye olduğunu sanmıştım, meğerse uçakta giymek içinmiş. Gidene kadar ayakkabılarımı çıkarmamıştım uçakta koku yayılır diye. Dönüşte yanımdaki Çinli giyince fark ettim. Dedim ya dönüşte rahattım :)

Hong Kong'u Çin'e bağlandığını hepimiz biliriz ama hala aralarında gümrük uygulandığını bizi taksi minibüsle  Shenzhen'e götürürlerken gördüm. Hong Kong dünyadaki çoğu ülkeye vize uygulamıyor bildiğim kadarıyla. Bu nedenle önce Hong Kong'a indik sonra Shenzhen'in Hong Kong'a yakınlığı sebebiyle taksi münibüslerle Shenzhen'e geçtik. Kara yolu ile gümrük geçmekse tam bir çile.

Hong Kong gökdelenler, limanlar, köprüler, yollar ve gıcır gıcır yeni arabaların şehri. Bildiğim çoğu markanın bilmediğim modellerini gördüm orada. Bilinçaltımdaki geri kalmışlığın simgelerinden birisiydi bu. Biz kötü arabalara biniyorduk. Son yıllarda bu alanda ülkemiz toparlandı fakat daha almamız gereken çok yol var.

Hong Kong bir dünya şehri. Kozmopolit bir yer burası. Hangi dili,dini,ırkı arıyorsanız rahatlıkla karşılaşabilirsiniz. İstanbul'u andırıyor biraz. Devasa limanlarında yüklemeyi bekleyen konteynırlar. Denilene göre dünyada dönen paranın yarısı burada dönüyormuş. Uzak doğunun ticaret merkezi.

Hong Kong, orjinal Elektronik ürünleri sanırım dünya en ucuz alabileceğiniz yer. Vergi yok burada. Iphone 4S Türkiye'den 600 TL civarı daha ucuzdu, gerisini siz düşünün. Para birimi olarak Hong Kong dolarını kullanıyorlar. Neredeyse bir Türk lirası, beş Hong Kong dolarına eşit. Burada kral biziz yani :)

Trafik soldan akıyor Hong Kong'da. İngilizlerin bıraktığı bir miras! Çin toprakları içinde trafiğin soldan aktığı tek yer diyebiliriz. Akdeniz insanlarının aksine yaşamlarında olduğu gibi trafikte de sakin Uzakdoğulular. Korna sesi duyulmuyor neredeyse.

Hong Kong'dan daha önceden bahsettiğim gibi Shenzhen'e geçtik. Bize Eğitim verecek olan ZTE firması bu şehirde kurulu. Dünyadaki Telekomünikasyon alyapısı pazarınında %30 gibi yüksek bir paya sahip. Bunu hiç bilmiyordum.Türkiye'de daha çok Huawei firmasını duyuyorduk. ZTE Çin Hükumeti'ne ait yani bir kamu kuruluşu. Huawei ise özel bir şirket. bu global firmalar kurumsal ama köklü şirket değiller. Yüzyılın son çeyreğinde kurulmuşlar. Ama nereden nereye...

Shenzhen, söylenene göre Çin tarafından Hong Kong'a karşı kurulmuş bir ticaret merkezi. Alt yapısı bitmiş bir şehir. On milyon civarında nüfusu var fakat sakin, güvenli ve huzurlu bir yer. Birbirleri ile kavga eden hiç kimse görmedim. Kimse kimseye yüksek sesle bağırmıyor. Korna sesi yok şehirlerinde, unutmuşlar sanki kornayı.

Yollardaki trafik levhalarında gitmek istediğiniz tarafa köprülerden nasıl dönüş yapacağınız çizilmiş. Dönüşünüzdeki köprüden öncesini sonrası karıştırmazsınız. Kolay bir şekilde sıyrılıp yolunuza devam edebilirsiniz. Trafik ışıkları bizdeki gibi durduğunuz yerde değil tam karşınızda kavşağın karşı tarafında. Formula yarışlarındaki ışıklar gibi.

Muson iklimini coğrafyada okumuştum ama burada yaşadım. İnsanlar şemsiyelerle geziyor desem yeridir. Gün boyu aralıklarla süren yağmur var burada. Çevre düzenlemelerine olağan üstü ilgi gösteriyorlar. Yerlerde atılmış çöp göremezsiniz, çevreye karşı duyarlılar.

Çinliler şimdiye kadar gördüğüm en sakin insanlar. Ayrıca alçak gönüllüler, kibarlar.

Kötü bulduğum bir kaç şey var. Mesela felaket kötü kokuyor yemekleri, lokantaları. Eğer İstanbul Lokantası ve Mevlana lokantası olmasaydı sanırım aç kalmıştık. Diyebilirsiniz ki McDonald's veya Burger King bulamadınız mı?Bulduk evet fakat orada da Çinliler çalışıyor, sonuç aynı yani :)

Ayrıca dolar kullanmak yasak olduğu için sürekli otelde veya exchange şubelerinde para bozdurmanız gerekiyor. Sosyal paylaşım siteleri yasak, Facebook'a ulaşmanız ancak hafta sonu Hong Kong'a geçerseniz mümkün. Bu iki şehir(Shenzhen ve Hong Kong) komşu olmasına rağmen özgürlükler açısından aralarında uçurum var.

Eşe dosta alışveriş yapacaksanız kesinlikle pazarlık yapmalısınız Shenzhen'de. Genel olarak ucuz fakat şunu belirteyim ki daha ucuzuna arkadaşınız aynı şeyleri aldığında üzülmeyiniz :)

2012 yılına ait geçirdiğim güzel bir hafta idi Çin ziyareti. Dönüşte Çin gümrüğünde bavulumu açtırmalarını daha önceki kibarlıklarının yanında yok hükmünde sayıyorum. Umarım sizinde yolunuz bir gün buralardan geçer.









Hiç yorum yok: